Güzeltepe'nin Sayfası[Güzeltepeliler Buraya]

Güzeltepe

akıllı telefonların hızla yükselişi

Çok değil daha bundan 7 – 8 yıl öncesinde belki hayal bile edemeyeceğimiz teknolojiler, sanki yıllardan beri hayatımızdaymış gibi, akıllı telefonlar,tabletler günümüzde herkes için sıradan bir hale geldi … Üstelik eskisi gibi çok pahalı da değiller, fiyatları hemen hemen herkesin yararlanabileceği makul düzeylere de ulaştı. Samsung’un gücü, Apple’ın başarısı , Nokia’nın hataları , Android, IOS ve Windows Phone işletim sistemleri arasındaki rekabeti ve Mobil Sektöre dair Analiz Sonuçlarını , kısaca 2005 ten sonraki dönemde neler yaşandığını merak ediyorsanız bu yazıyı okumanızı tavsiye ederim.

İlk olarak Apple’ın ortaya çıkardığı Iphone ile teknoloji çok farklı bir yola giriş yaptı. Hatırlıyorum da 2007 yılında ilk kez Iphone’la karşılaştığımda gözlerime inanamamıştım.:) Özellikle Multi touch ekran acayip farklı bir deneyimdi.O zaman ki şartlara göre gerçekten inanılmaz bir teknolojiydi. Tabi fiyatları da herkesin ulaşamayacağı düzeydeydi. Nokia ise, aynı dönemde piyasada fırtınalar estiriyordu.Yayınladığı Connection People reklamlarıyla geleceğe dair planladığı teknolojilerden kesitler sunuyor, ipuçları veriyordu. Hatta aklımda kalan etkili bir reklamı var.Daha renkli ekran telefonların piyasada olmadığı bir zamanda yayınlanmıştı. “1 bayan otobüste telefonundan film izliyordu.O sırada yanındaki adam da ister istemez filmi izlemeye koyuluyordu.Sonrasında filmin çığlık atan bir kız sahnesinde, ikisi de korkudan sıçrıyordu.Ve ekranda kocaman bir yazı NOKIA CONNECTION PEOPLE …” İşte böyle güzel reklamlarla tüketiciyi meraklandırarak, “Acaba Nokia’nın yeni modeli nasıl olacak?” sorusunu herkese sordurmayı başarıyordu. Kısıtlı özelliklere sahip cihazlarınsa , tasarımlarını , renklerini, değiştirip değiştirip piyasaya sürüyordu. Belki de ilk zamanlarda Nokia , yeni rakibi Apple firmasına da , diğer rakiplerinde olduğu gibi çok fazla ciddiye bile almamıştı.Yıllardır bilgisayar üreten bir firma , mobil teknolojilerden ne anlar ki?, düşüncesi ve yılların vermiş olduğu mobil pazar tecrübesi sayesinde de Nokia şirketi için Apple, pazarda baş edilebilir güçsüz bir markaydı .Üstelik yeni rakibinin sadece 1 modeli vardı ve piyasaya göre çokta pahalıydı. Artı olarak Nokia markası uzun yıllardır mobil pazarın tek hakimiydi.Bütün bu etkenler birleşince de Nokia’ da doğal olarak aynı yolunda ilerlemeye devam etti… Tabi o dönemin müşterileri de şimdiki gibi çok bilgili ve herşeye hakim de değildi , açıkçası çok fazla sorgulama ve isteme şansları da yoktu …Çünkü genel anlamda tüketici için telefonda özellik değil , model önemliydi … Kıyafetine uygun renkte bir telefon bayanlar için her zaman daha cazipti. (Gerçi şimdide bu konuda çokta değişen birşey yok ) Doğrusu tüketici için telefon, konuşmayı sağlayan aksesuardan öte birşey de değildi. Markaların topluma olan etkisi ve belli bir statü kazandırma etkisi de şimdiyle kıyaslandığında daha zayıftı.

2007 yılına kadar olan dönemde, özellikle telefon alırken değerlendirdiğimiz 3 önemli kriter vardı :

Birincisi sağlamlık ,ikincisi uzun ömürlü olması , üçüncüsü de Finlandiya malı olması Telefoncular satış yaparken “Abi valla çok sağlam telefon bak, Made in Finland yazıyo, Bak aynısının Hungary, China yazanı da var onlar iyi değil , benden satın almasan bile dikkat et, az daha ucuz diye o kadar paranı ziyan etme canım abicim … ” gibi diyaloglarda hayatımızda bolca geçiyordu…

Ama ne olduysa 2007 yılında mükemmel bir fikir ile ortaya çıkan, mükemmel bir teknoloji hayatımıza giriş yaptı. Uzun yıllar Macintosh PC’leri ile piyasada olan , fakat özellikle Türkiye’de çok fazla ismi cismi bilinmeyen “APPLE” diye bir marka bir telefonla çıkageldi… IPhone ismini verdiği cihaz ile geleceğe dair, çok daha farklı ipuçları veriyordu…Güzeldi ,farklıydı , fakat halk için çokta etkili değildi. Sonuçta fiyat faktörü de önemliydi.Bu yüzden ilk başta çokta eleştirildi.”Bu kadar yüksek fiyata telefon mu olur..,hem Nokia kadar sağlamda değildir, dokunmatikler zaten dandik oluyormuş,hemen bozuluyormuş,bozulursa tamiri olmuyormuş,tuşsuz telefon mu olur zaten” gibi eleştirilerin ardı arkası da bitmiyordu…


Fakat o sırada piyasaya yine Apple gibi , daha önceden telefon konusunda çokta tecrübesi bulunmayan Güney Kore’den bir marka mobil pazara giriş yaptı.O da iddialı bir şekilde bu işi bende yaparım , hemde daha ucuza diyerek, hemen de girişimlere başladı. Modellerini ardarda piyasaya sürüyordu.Evet ilk zamanlarda dokunmatiği ,ekran kalitesi Iphone kadar başarılı da değildi belki ama işi temelden öğreniyordu . Apple gibi “Kapasitif ekran teknolojisi” kullanmak yerine , maliyeti daha düşük olan “Rezistif” (Basmatik) ekranları tercih etmişti. Zaten amacı piyasayı ucuzlatmaktı, herkesin elinde dokunmatik ekranlı Samsung marka telefon olmasını istiyordu. Böylece marka değerini yükseltmiş olacaktı ve bilinirliği artacaktı.Ve bunu da çok iyi başardı. İşin teknik yönünü ve piyasayı çok iyi öğrendi, müşteri isteklerini değerlendirdi , rakiplerinin avantaj ve dezavantajlarını keşfetti ve artık sıra akıllı telefon üretimine gelmişti. Tamamiyle bu iş için hazırdı ve Iphone’a rakip olacak güçlü telefonlar üretecekti. Fakat ortada işletim sistemi sıkıntısı vardı. Ya risk alıp Apple gibi kendisine ait güçlü bir işletim sistemi geliştirecekti ya da birilerinden yardım isteyecekti.O ikinci yolu tercih etti. Google‘ın geliştirdiği Android işletim sistemini telefonlarında kullanma kararı aldı.İşte büyük yükselişte bundan sonra başladı. 2 dev şirketin stratejik gücüyle Android İşletim Sistemi , kısa sürede başarılı bir işletim sistemi haline dönüştü. Fakat Samsung, bir yandan da kendi işletim sistemini geliştirme sevdasından vazgeçmedi…Arka planda daha çok orta ve alt düzey model telefonları için, Android ve IOS benzeri kendi işletim sistemini geliştirme girişimlerine de devam etti. Piyasaya 2010 yılında BADA ismini verdiği platformu tanıttı ve Wave serisi ilk BADA işletim sistemli telefonunu piyasaya sürdü. İlk başta çok güzel tepkiler aldı, hatta telefon çokta sattı , Galaxy serisi gibi Wave 2 ve Wave 3 serisi cihazlarını da kullanıcıya sundu. Ama maalesef devamını getiremedi. BADA projesini sonlandırdı.Geliştirme faaliyetlerini durdurdu.Ve bu kararıyla da (benim gibi) birçok Bada sistemli telefon kullanıcılarını üzdü… Fakat piyasaya daha da hakim olabilmesi ve lider konuma ulaşabilmesi içinse, tamamiyle tek bir sistem üzerine yoğunlaşması gerekiyordu. Android ile yoluna devam etme kararını sürdürdü. Ve Galaxy serisini piyasaya sürdü. Yüksek donanımlı ve özellikli bu seri piyasaya sürüldüğü andan itibaren , en çok satan telefonlar arasına girdi. Iphone ile kıyaslanan ilk ciddi rakipte bu telefon oldu. Zaten bu başarısından dolayı, Galaxy serisinden vazgeçmedi ve hemen ardından Galaxy 2 ve Galaxy 3 modelleri ile de adeta piyasayı silip süpürdü. Ekran teknolojisinde olan başarısını da bu seri sayesinde kanıtlamış oldu. “Super Amoled” adını verdiği ekran teknolojisi sayesinde , insanlık için mükemmel bir buluş yapmış oldu. Kağıt kadar ince,esnek,çok canlı renklere sahip ve çok sağlam olan bu ekran türünün geliştirilmesi konusundaki çalışmalarına ise günümüzde hala devam etmektedir.Akıllı telefon konusunda lider konumda bulunan Apple firmasıyla birlikte Samsung’ da şuanda piyasa liderliğini korumaktadır.

Peki bu olaylar yaşanırken kısaca Nokia markasına da bakacak olursak ;

Nokia, yakın zamana kadar kendisinin geliştirmiş olduğu , Symbian işletim sistemiyle yoluna devam etme isteği yüzünden oldukça zarar etti. Pazar payını ciddi şekilde kaybetti ve marka değerini düşürdü. Şuana kadar, sadece alt düzey ve orta düzey cihazları satarak piyasada tutunabildi.Üst düzey cihazlarda ise ,yüksek donanımlı kaliteli cihazları piyasaya sürse de, Symbian İşletim sistemiyle yaşadığı sorunlar ve uyumsuzluklar yüzünden bir türlü istediği başarıyı yakalayamadı. Bu arada ciddi rakipleri olduğunu da kabul etti. Hatta pazarda tek başına hareket edemeyeceğini de bizzat yaşayarak öğrendi. İlk önce Siemens ile %50 ortaklı olarak telefon parçaları birimi bazında birleşme kararı aldı. Ve 2012 yılında da tamamiyle , Nokia’nın Finlandiya macerası sona ermiş oldu ve şuanda da Finlandiya’da mevcut hiç telefon fabrikası kalmadı… Yazılım konusuna gelirsekte , Symbian tutkusundan en sonunda vazgeçmek zorunda kaldı. Evet donanımda çok başarılıydı ama yazılımda da her zaman yetersizdi. Bu yüzden, o da Samsung gibi İşletim Sistemi konusunda stratejik olarak güçlü bir destek arayışına girdi. Ve en sonunda, aşağı yukarı kendisiyle aynı kaderi paylaşan bir şirketle anlaşma kararı aldı. Microsoft‘ da, Nokia gibi mobil pazarda hızlı davranamamıştı..Ve yazılım anlamında mobil pazarda hiçbir zaman istediği başarıya ulaşamamış ve Android ve IOS işletim sistemleriyle rekabet edemediğinden,mobil pazarı rakiplerine kaptırmak zorunda kalmıştı. Bu yüzden eksikliklerini ve nerede olduklarını da bilen 2 şirkette , stratejik ortak olarak piyasaya iddialı bir giriş yaptı . Nokia 2012′inin son çeyreğinde, Windows Phone işletim sistemli yeni modellerini tanıttı ve piyasaya sürdü. Bakalım bundan sonra Nokia ve Microsoft rakipleri karşısında nasıl bir strateji izleyecek?, başarılı olabilecekler mi ? , Apple ve Samsung bu ortaklığa karşılık neler sunacaklar?,… hepimiz heyecanla izleyip göreceğiz…
Sitemizde iyi eğlenceler.*-*Massive Stroke*-*
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol